YENİ TOPLUMSAL HAREKET OLARAK HAYVAN HAKLARI HAREKETİNİN SOSYAL MEDYA ÜZERİNE İNCELEMESİ

Toplumsal hareketler, toplumun değişiklik ihtiyacının karşılanması üzerine ürettiği sosyal sorunların dışa vurumu olduğu kadar, toplumsal grupların isteklerini ve ihtiyaçlarını dile getirmenin bir yolu olarak da kabul edilebilir. Toplumsal bireylerin ortak bir amaç uğruna bir araya gelip istediği değişikliği gerçekleştirmek üzere yapılan toplu girişimlerdir. Toplumsal hareketler eski ve yeni olmak üzere iki gruba ayrılır. Eski kavramı daha çok işçi sınıfı problemleriyle hükümete karşı yapılan fiziki eylemler olarak bilinirken, yeni toplumsal hareketler ise daha çok internet ağları üzerinden insanların fiziksel olarak bir araya gelmelerini zorunlu kılmayan, daha çok cinsiyet, barış gibi genel konular üzerinde durulmuştur. Yeni toplumsal hareketler teknolojinin gelişmesiyle çoğalmıştır. Günümüzde kullanılan sosyal medya mecraları bu konuda önemli bir yer kapsamaktadır. (Aksulu, 2013, s. 1-2)

Bu çalışma yeni toplumsal hareketler bağlamında Hayvan hakları savunuculuğunu yapan sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerini ve yeni iletişim teknolojilerinin STK faaliyetlerinin etkinliğini arttırmada taşıdığı potansiyelleri tartışır. Makalenin kapsamında Hayvan Hakları Hareketinin çıkış nedeni ve medya üzerindeki rolü incelenmiştir. HAYTAP, DOHAYKO ve YHS kuruluşlarının hayvan hakları savunuculuğunda faaliyet gösteren bu sivil toplum kuruluşları web siteleri ve sosyal medya mecraları tarafından yapılan organizasyonların kendilerini tanımlama biçimlerine göre incelenir.

Bu kuruluşların hükümetin 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu kapsamında dijital aktivistlerin sosyal medya üzerinden yapmak istediği değişikliğe karşı gerçekleştirdikleri faaliyetler üzerinden hayvan hakları sorununa çözüm önerme yolunda sosyal medyanın önemini ve hayvanların yaşam özgürlüğünü savunur.

TOPLUMSAL HAREKET

Toplumsal hareketler bireylerin oluşturduğu kitlelerden meydana gelir. Oluşan toplumlar bir konu üzerine değişim/devrim gerçekleştirmek üzere değişimi destekleyen veya değişimi engellemeye yönelik oluşumlardır. Genel anlamda toplumsal hareketin temel amacı toplu hareket etme, değişim hedefleme, belirli bir düzeyde örgütlenme, toplumsal bir sorun üzerine kamuoyunda bilinç oluşturma, belirli bir süre devam etme ve kurumsal yapının dışında hareket etme olarak özetlenebilir. Toplumsal hareket, sorunların ve toplumun değişim talepleri üzerine toplumsal alanda ifade edilmesidir. Touraine’e göre ‘’sosyal hareketler, toplumsal aktörlerin sivil toplumun yapısı üzerindeki mücadelelerinden doğmaktadır.’’ (Aktaran Çayır, 1999:16) (Toplumsal Hareket, 2022)

Toplumsal hareketlerde, eski ve yeni ayrımı 1960’ların sonlarında doğmaya başladı ve 1970’lerin ortalarından itibaren çeşitli direniş ve mücadelelerle birlikte tartışılan bir konu oldu. Toplumsal hareketlerde ‘’yeni’’ kavramı genellikle çevre, ekoloji, insan hakları, feminizm, barış gibi konularda ilk kez 1960-1970 yılları arasındaki mücadeleler için kullanılırken, ‘’eski’’ kavramı ise milliyetçi hareketleri ve daha çok sınıf çatışması için örgütlenen işçi sınıfı hareketlerinde farkındalık yaratmak üzere kullanıldı. Eski ve yeni toplumsal hareketlerin diğer bir deyişle yeni toplumsal hareketlerde nelerin yeni olduğu konusu toplumsal hareketler yazınında bu konu üzerinde net bir uzlaşmaya varılmaması ile birlikte, birçok çalışmada yeni toplumsal hareketler üzerine birbirine benzer özelliklere dikkat çekildi. (Özen, 2015, s. 14)

Eski Toplumsal Hareketler

Eski toplumsal hareketlerde mühim olan kitlesel bir hareketin niteliğinin oluşumu için uygun ve gerekli koşulların sağlanabilmesidir. Özellikle bu mânada eski toplumsal hareketler, kitlesel anlamda bir yapıya vurguda bulunmaları sebebiyle toplumun geneline ulaşma amacı gütmektedirler. Bu hareketlerin ayırt edici niteliklerinden diğeri ise kolektifliktir. Ortaklaşa taleplerin üzerinde duran bu hareketler, toplum içinde bireylere kötü veya haksız görünen konularda tepki gösterme amacıyla doğru orantıda gelişmektedir. Çünkü bir toplumsal harekete güç veren toplumdaki kitleler tarafından özümsenmesidir. Dolayısıyla eski toplumsal hareketlerde, hedefe ulaşmak için kitlesel toplantılar düzenlemekte, semboller ve sloganlar ön plana çıkmaktadır. Bu tür eylemlerde genellikle toplumun alışık olmadığı taktikler ve yöntemler üzerinden durum dramatize edilerek anlatılmak istenilen toplumsal hareketin kitleler tarafından geçerliliği sağlanmaya çalışılmaktadır.

Eski toplumsal hareketlerde stratejik olarak bireyler üzerinde bir imgenin oluşturulması ve bu oluşturulan imgede bireyin kolektif eylemde bulunması amaçlanmıştır. Birey ortak gücün temsili oranında aktif olabilmektedir. Eski toplumsal hareketlerde, bir başka deyimle klasik toplumsal hareketlerde liberal toplumda özgür ve yaratıcı birey yerine, topluluk bilincinin ölçülebilir büyüklükte şekillenen ortak bir varlık ön plana çıkmaktadır. Bu doğrultuda, bazı çalışmalarda özellikle vurgu yapılan konulardan birisi eski ve yeni toplumsal hareketleri kapsayan farklılıklar oldu. (Celalettin Yanık, 2014, s. 49-52)

Yeni Toplumsal Hareketler

Yeni toplumsal hareket çalışmalarının önemli olan iki ismi, Alain Touraine ve Alberto Melucci iki tür hareketi farklılaştıran olayın en önemi etkeni birbirlerinden farklı iki çeşit toplumda oluşumlarını tartıştılar. Dolayısıyla sınıf çatışması için doğan işçi sınıfı hareketini çevreleyen toplum sanayi toplumu iken, yeni toplumsal hareketlerin içinde oluşan toplum, sanayi sonrası toplum ya da bilgi toplumudur. Bu yeni toplum eski endüstriyel toplumdan farklı yapısal gerekçelere sahip olması sebebiyle yeni baskı-zorbalık biçimleri ve buna bağlı olarak yeni toplumsal hareketler üretti. Bundan dolayı, endüstriyel toplumda ekonomi-siyasi etrafında doğan konular eski işçi sınıfı hareketinden farklı olarak, yeni hareketler toplumsal cinsiyet, barış, çevre gibi ‘’kültür ve kimlik’’ ile alakalı konular çerçevesinde doğdular. Melucci ve Touraine böylelikle kapitalist toplumlarda temel hareketin daima bir sınıf çatışması olacağı ve toplumun asıl probleminin işçi sınıfı hareketi olacağı görüşüne karşı çıktılar. (Özen, 2015, s. 15)

Yeni toplumsal hareketlerin şekillenmesinde demokratik ve eşit bağlamda gerçekleşmesi ana ekseni teşkil etmektedir. Geçmiş dönemlerdeki hareketlerin sosyal varlığı, hareketin kitlesel uygulamasında önemli bir süreci meydana getirmektedir. Yeni toplumsal hareket kuramlarının birçoğuna göre eskinin işçi sınıfı hareketi ve bu hareketinin istekleri 1960’lardan sonra geçerliliğini yitirmiştir. Toplumun bütün kesimini kaplamayan bu isteklere sahip olduğu düşünülen işçi sınıfının bile ciddiyetle mücadele edeceği bir sınıf çatışması kalmadığı için, yeni toplumsal hareketler eski toplumsal hareketlerin istekleri çerçevesinde olan iktisadi çıkarlar temasını aşmakta ve daha demokratik, daha eşit, daha katılımcı istekleri barındırmaktadır. Dolayısıyla yeni toplumsal hareketler kendilerini siyasi yoldan değil, ‘’Bilgiyi ve toplumsal pratikleri şekillendiren kodlara’’ karşı gelerek ifade ederler. (Aktaran Yanık, 2014 s. 52) Bu hareketler ‘’kendilerinin tanıdığını, diğerlerinin de tanımasını’’ sağlamak için ‘’diğerlerinin inkâr ettiği’’ konuları ön plana çıkarırlar. Bundan dolayı yeni toplumsal hareketler siyasal eylemlerde devletin gücüyle kendilerini kıyaslamak yerine egemen kültürler karşısında yeni yaşam stilleri, yeni bir dil ve gerçeğin yeni tanımlarını, kısaca mevcut sistemin dayattığı anlamdan farklı anlamlar çıkarır. Farklılıklarıyla mevcut sistemde yer edinmeye çalışırlar. Dolayısıyla yeni toplumsal hareketleri siyasi sistemle olan ilişkisini en minimal şekilde tutarak, siyasi mücadeleyi sınırlamaya çalıştıklarını ve her şeyin siyasi olmadığını, siyasi dışında bir toplumsal alan yaratmaya çalıştıklarını öne sürer. Dahası yeni toplumsal hareketlerin devrimci yönünün oldukça azaldığı, onun yerine daha çok bireysel haklar ve demokrasi konularının yer aldığı ve bu hareketleri iktidar kontrolünü değil farkındalık yaratmayı amaçladıklarını belirtir. Bu gelişmelerin en önemli sonucu Touraine’e göre ‘’Toplumsal hareketler ile devrimci eylem arasında giderek artan bir mesafe’’nin ortaya çıkmasıdır. (Aktaran Yanık, 2014 s. 53) Bu durum işçi sınıfı hareketine artık ihtiyaç olmadığı anlamına değil, endüstriyel toplumdaki merkezi rolünü kaybettiği anlamına gelir. Anlaşıldığı gibi Melluci ve Touraine eski ve yeni toplumsal hareketlerde, eskinin siyasi, yeninin ise kültürel olması ve bundan dolayı eskinin devlet iktidarını hedef alan devrimci niteliği olması, yeninin ise yalnızca yeni anlam ve bilgilerde farkındalık yaratmayı hedeflediğini vurguluyor. (Celalettin Yanık, 2014, s. 52-56)

Özetlemek gerekirse yeni toplumsal hareketlerde eskinin aksine, belli bir çatışma ve belli bir öznenin olmadığı, amaçların çeşitlendiği mücadelelere vurgu yapılmıştır. Diğer bir deyişle yeni toplumsal hareketlerin, eski toplumsal hareketlerden en önemli farkı toplumsal hayatın toplumsal cinsiyet, günlük yaşam, çevre gibi farklı taraflarını ele almaları ve yeniden biçimlendirmek istemeleri böylece onu çatışma haline getirmeleridir. Kısaca devlet iktidarını ele geçirip devrim yapmayı amaçlayan, bu şekilde bir yol izleyen işçi sınıfı yerine, devlet iktidarını hedeflemeyen mücadeleler oldular.

SOSYAL MEDYA VE YENİ TOPLUMSAL HAREKETLER

Sosyal Ağlar/Medya

Sosyal ağlar 1995 ve 2000 yılları arasında Web 1.0 ile hayatımıza girdi. İnternet buluşunun ilk zamanlarında kullanılan web teknolojisine denirdi. İnternet bu dönemde tek yönlü olarak karşı tarafla iletişim kurduğu bir web teknolojisi olarak kullanılırdı. Beş yıl gibi kısa bir süre sonra Web 2.0 hayatımıza girdi. Burada ise kullanıcılar ortaklaşa ve paylaşarak yarattığı sistemi tanıtırlardı. Bu gelişme paylaşım sitelerini, web üzerindeki kütüphaneleri, blog sayfaları gibi web teknolojilerini içermektedir. Daha sonra Web 3.0 ile artık bilgilere daha kolay ve hızlı ulaşabileceğimiz ‘’Semantik Web’’ diye adlandırılan web teknolojisi geldi. Teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte Web 4.0 hayatımıza girdi. Sanallaştırma üzerine kurulu bir web teknolojisidir. Burada artık insanlar çeşitli çalışmalar yapmaya başladı. Web 4.0 teknolojisiyle yapay zekâ ve ‘’Zenginleştirilmiş Gerçeklik’’ teknolojisi artık ön plana çıktı. Dolayısıyla insanlar artık fiziksel olarak bir eylemde bulunmasalar bile gelişen teknoloji yüzünden farklı şehirlerde, farklı ülkelerde bulunan insanlar tek bir tuşla bir araya gelmeye başladı. İnsanların bu talepleri üzerine gelişen sosyal ağlar diğer bir deyişle günümüzde ‘’Sosyal Medya’’ platformları oluşmaya başladı. Bireyler fiziki olarak bir arada bulunmadıkları için sosyal medya üzerinden topluluklar oluşturmak daha kolay bir hal aldı. Bundan dolayı günümüzde sosyal medyalar her şeyi etkilediği gibi toplumsal hareketleri de etkilemeye başladı. (Web Teknolojileri, 2019)

Sosyal Medyanın Toplumsal Hareketler Üzerindeki Rolü

Sosyal medya platformları olarak aklımıza ilk gelenler Facebook, Twitter, YouTube gibi mecralardır. Buralar artık kamusal alan haline gelmiştir ve siyasi olaylara dahi yön verebilecek bir güç haline gelmiştir. İnternette iletişim aracı olarak kullanılan hatta dijital göçmenlerin bile kullandığı bir sosyal ağ olan Facebook en çok rağbet gören platformdur. 2004 yılından itibaren insanların arkadaşlarıyla, aile bireyleriyle ve iş arkadaşlarıyla iletişim kurmada en aktif kullanılan sosyal araçtır. Facebook ile birlikte Twitter da çok hızlı bir şekilde gelişmekte olan bir platformdur. 140 karakterden oluşan kısa bilgileri paylaşabileceğiniz ‘’Tweet’’ler ve Dünya’da gündemde olan başlıklardan haberdar olabileceğiniz ‘’Trend Topic (TT)’’ bir sosyal paylaşım sitesidir. (Öke, 2018, s. 57-59)

Facebook ve Twitter mesajlaşmanın dışında insanların organize olabilmesi, bilgi ve fikir paylaşabilmesi, inançlar ve düşünceler etrafında gruplaşmayı sağlayan sosyalleşme platformları olmuştur. Bu platformlar milyonlarca insanı toplayarak yeni bir örgütlenme sağlar. Bu platformlar dışında Dünya’nın en büyük dijital imza kampanyası platformu olarak change.org da oldukça popülerdir. Diğer sosyal mecralardan farkı, tamamen internet üzerinden örgütlenmek için kurulmasıdır. Bu platform sayesinde ilgili kuruma veya kişiye ulaşabilmesi için insanlar kampanya başlatırlar. Bu kampanyayı imzalayabilmek için e-mail adresinizi girmeniz yeterlidir. Daha sonrasında yeteri kadar imza toplandığı takdirde ilgili yerlere kampanyanız ulaşır ve doğal olarak oturduğunuz yerden bu toplumsal hareketin bir parçası olmuş olursunuz. Toplanan milyonlarca imza, kamuya fayda getirecek atılımlara zemin hazırlar.

Toparlamak gerekirse günümüzde sosyal medya mecraları temsili demokrasiden, katılımcı demokrasiye geçişte büyük bir role sahiptir. Teknoloji ilerledikçe yeni fikirler için yeni yollar arayarak, bireyler kendilerini özgürce ifade edebilme şansı bulurlar.

HAYVAN HAKLARI HAREKETİNİN ÇIKIŞ NEDENİ

Hayvan hakları genel anlamıyla hayvanların hayatlarını sağlıklı bir biçimde devam ettirebilmeleridir. İnsanlar gibi hayvanlarında hatta dünya üzerindeki her canlının yaşama hakkı vardır. Bu yaşam hakkına hiçbir insan müdahale edemez, saldırıda bulunamaz. Dolayısıyla en gelişmiş bir hayvan türü olan insandır. Bu durumda hayvanları koruma görevi de insanlara düşmektedir çünkü hayvanlarında duyguları vardır. Onlarda hisseder, üzülür, acı çeker ve mutlu olabilirler. Bunun bir sonucu olarak 15 Ekim 1978’de Paris’te Hayvan Hakları

Evrensel Bildirgesi ortaya çıkmıştır. (Aksulu, 2013, s. 25) Hayvan hakları evrensel bildirgesine göre;

Madde-1: Bütün hayvanlar yasa önünde eşit doğar ve aynı var olma hakkına sahiptir.
Bu maddeye göre insan olan hayvan olan üstün değildir, onları sömüremez ve onlar üstünde hakimiyet kuramaz.

Madde-2: Tüm hayvanların saygı görme hakkı vardır. Bir tür hayvan olan insan diğer hayvanları yok edemez, hayvanları kendi çıkarı için kullanamaz. 

Madde-3: Hiçbir hayvana kötü davranılamaz, acımasızca ve zalimce işlem yapılamaz.

Bir hayvan öldürülmesi gerekiyorsa bu hayvanı korkutmadan ve acısız bir şekilde yapılmalıdır.


Madde-4: Vahşi hayvanlar kendi doğal çevrelerinde yaşama ve çoğalma hakkına sahiptir. Eğitim amacıyla olsa bile vahşi hayvanlar özgürlüklerinden mahkûm bırakılamaz.

Madde-5: Evcil hayvanlar, uyumlu bir biçimde ve özgürlük içinde yaşama hakkına sahiptir. İnsanların kendi çıkarları için evcil hayvanların yaşama koşullarında yapacakları her türlü değişiklik haklara aykırıdır.


Madde-6: Evcil hayvanlar, doğal yaşama sürelerine uygun uzunlukta yaşama hakkına sahiptir.

Madde-7: Tüm çalışan hayvanlar (at,eşek..) iş süresinin sınırlandırılması işin daha az yorucu olması, güçlerini arttırıcı bir beslenme ve dinlenme hakkına sahiptir .


Madde-8: Hayvanlarda fiziksel ya da psikolojik bir acı çektiren deneyler yapmak, hayvan haklarına aykırıdır. Tıbbi bilimsel, ticari ve başka biçimlerdeki her türlü̈ deneyler için de böyledir.

Madde-9: Beslenmek için bakılan hayvanlar barındırılmalı, taşınmalı ve ölümleri de korkutmadan ve acı çekmeden olmalı.


Madde-10: Hayvanlar, insanlar tarafından eğlence amaçlı kullanılamazlar. Hayvanların seyrettirilmesi ve hayvanlarla gösteri yapılması, hayvan onuruna aykırıdır. (nilufer.bel.tr)

Dolayısıyla bu maddelere göre hayvanlar aynı insanlar gibi özgür bir konumdadır. Yaşam alanlarına müdahale etmememiz gerekir. Bu makalede hayvan hakları hareketi içerisinde vurgu yapmak istediğimiz kısım şudur: ‘’Hayvanlar bir denek değildir. Onlar üstünde deney yapmak, onlara işkence etmek yasaklanmalı ve bu zulüm son bulmalıdır.’’ Günümüzde insanlar bu konu hakkında ikiye ayrılır. Bir grup hayvan severler hayvanlarla insanların eşit bir konumda olduğunu savunurken, diğer grup ise insan ırkının hayvanlardan daha üstün olduğunu savunur. İşte bu kısımda hayvan severler hayvan haklarını savunmak için eylemlerde bulunmaya başlarlar. Hayvan Hakları Hareketi yeni bir toplumsal harekettir. Üzerinde yıllardır tartışılma yapılır fakat çoğunlukla eylemler, grevler düzenlemek yerine dünyanın dört bir yanında yaşayan bireyler savundukları konu hakkında sosyal medya üzerinden durumu değiştirmeye çalışır.

YENİ BİR TOPLUMSAL HAREKET OLARAK HAYVAN HAKLARI HAREKETİNİN MEDYADAKİ ROLÜ

Dünya’da ve Türkiye’de hayvanlara insanlar tarafından fiziksel ve ruhsal bir şekilde zarar verildiği bilinmektedir. Bu olumsuzlukları önlemek için ve hayvan haklarının sahip olması gereken hakları savunmak için insanlar fiziksel olarak veya sosyal medya üzerinden eylemlerde bulunuyorlardır. ‘’Yasal düzenlemeler hayvan haklarını korumakta yetersiz kalmaktadır. Yetersizlikten dolayı ortaya çıkan olumsuz durumlar ilgili kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütlerini ve hayvan sever gruplarını aktivist hareketlerde bulunmaya sevk etmektedir. ‘Esasında, hayvan hakları aktivizmi felsefi tartışma, yasal gelişme ve doğrudan eylem bileşenlerinden meydana gelen küresel bir harekettir. Amacı ise, insan ve insan olmayan varlıklar arasında çizilen katı, ahlaki ve yasal ayrıma, hayvanların mülk statüsüne, araştırma, yiyecek, giyim, eğlence gibi endüstrilerde kullanımlarına son vermektedir.’’ (Aktaran Arklan, Kocaömer, 2022:35)

Hayvanlara yardım konusunda hem Dünya’da hem de Türkiye’ de çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalar sokakta yaşayan, nesli tükenmekte ya da kendi halinde yaşayan hayvanlarımız için çok büyük bir öneme sahiptir. Bu çalışmaların amacı hayvanların daha rahat yaşamasını, eziyet edilmemesini, yaşam alanlarına müdahale edilmemesini, yaşama haklarına saygı

duyulmasını ve en iyi şekilde yaşayabilmeleri için yapılmaktadır. (Oggusto, 20211) ‘’ Türkiye’ de son dönemde hayvanları ve hayvan haklarını korumaya yönelik aktivist paylaşımlar sosyal medya ortamlarında etkili ve yaygın bir şekilde gerçekleştirilmektedir.’’ Bu konuda harekete geçen sivil toplum kuruluşları en başta HAYTAP olmak üzere HAÇİKO, DOHAYKO, HAYKONFED gibi kuruluşlar sosyal medya platformları üzerinden paylaşımlar yapmaktadır. Bu paylaşımların aslında amacı hayvanlar adına bağış toplanması, tedavi masraflarının karşılanması, hayvanlar üzerinde yapılan deneylerin önlenmesidir. ‘’ Çalışma kapsamında ele alınacak olan HAYTAP da tüm bu imkanları bünyesinde taşıyan sosyal medya platformlarını, hayvan hakları konusunda neler yapabileceklerini göstermek, hayvan severleri bilgilendirmek, bilinçli hayvan hakları savunucuları yetiştirmek, başarı öyküleri paylaşarak hayvan severlere yol göstermek, eğitim vermek ve örgütlenerek toplumun her kesimine hitap etmek amacıyla kullanmaktadır.’’ (Kocaömer, 2022, s. 35-36)

Hayvan hakları hareketi sosyal medyada günümüzde zaman zaman tekrar gündeme gelip farklı olaylar, farklı mekanlar içerisinde hayvanların tüm bu yasal maddelere ve sivil toplum kuruluşlarına rağmen gereken değeri görmemeleri dijital aktivistler tarafından olaylarla ilgili hayvanları koruma, yaşam haklarına ve yaşam alanlarına diğer insanların saygı duyması için yeni bir toplumsal hareket düzenlenir. Bir hareket eğer sosyal medyada başlayıp orada bitiyorsa başarılı olma oranı daha yüksektir. Hayvan hakları hareketi ise bir sosyal medya hareketidir ve dolayısıyla sosyal medyanın önemi burada çok önemlidir. Sosyal medya olmasaydı, hayvan haklarını korumaya yönelik herhangi bir konuda iyi bir sonuca varılması çok daha zor ve zaman alabilirdi.

SONUÇ

Hayvan hakları Türkiye’de önemsiz bir sorunmuş gibi görülmekte fakat konunun özüne indikçe ortaya tam tersi bir sonuç çıkmaktadır. (Aksulu, 2013, s. 73) Ortak bir amaç doğrultusunda gönüllü olarak çalışan sivil toplum kuruluşları sosyal medyada çalışmalarına devam etmektedir. Sivil toplum kuruluşları hedef kitlelerine, medya kuruluşlarına ve hükümete mesajlarını ulaştırmak için aktivist içerikli paylaşımlarını bu ortamlar aracılığıyla dolaşıma sokmakta; vermek istediği mesajları, daha hızlı ve az maliyetli şekilde geniş kitlelere ulaştırabilmektedir. Bu noktada sosyal medya paylaşımları dijital akvitistler tarafından insanlar üzerinde farkındalık ve bilinçlendirme oluşturmak adına faaliyette bulunur. Bu çalışmalar toplumda ilgiyi arttırarak hayvan hakları hareketi için önemli bir mecra haline gelmiştir. (Kocaömer, 2022, s. 45) İnsanların bilinci arttıkça yapılan faaliyetlerde, her seferinde daha çok kitleye ulaşılıyor. Örneğin 2021 yılında hayvanlar üzerinde yapılan kozmetik deneylere farkındalık getirmek için Human Society International tarafından yayımlanan ‘’Save Ralph’’ isimli kısa filmde, tavşanla yapılan röportajda hayvanların vücuduna zararlı kimyasalların test edilmesi sonucu birçok uzvunu kaybeden ve tüm ailesini bu şekilde kaybetmiş bir tavşanı konu alıyor. Yayımlanan bu kısa film tüm dünya tarafından yoğun ilgi görmüş ve insanlar tarafından sosyal medyada oldukça paylaşılmıştır. Bu sayede büyük bir farkındalık yaratan bu kısa film çoğu insanı bilinçlendirmiş ve günümüzde bilinen en popüler kozmetik markalarının bile satışlarında düşüş yaşamasına sebep olmuştur. Dolayısıyla hayvan hakları hareketi kısmi olarak iyi bir sonuca varmıştır fakat tamamen çözülmüştür diyemeyiz çünkü günümüzde hala birçok olumsuz olayla gündeme gelmektedir. İnsanlar paylaşımlar yaparak hayvan haklarını korumaya yönelik faaliyette bulunurlar.

Özetle gelecekte hayvan hakları aktivizmi üzerine yapılacak araştırmalarda, sorumlu aktivist kurum veya kişiler ile görüşmeler yapılarak verilerin desteklenmesi önerilmektedir. Türkiye’deki hayvan hakları aktivizminin dijital boyutlarını anlamak için hayvan haklarını savunan diğer sivil toplum kuruluşlarının da sosyal medya kullanım pratiklerinin karşılaştırılması faydalı olacaktır. Benzer şekilde, küresel ölçekli hayvan hakları kuruluşlarının da sosyal medyayı aktivizm kapsamında nasıl kullanıldığının tespit edilmesi ve bu bağlamda ülkemizde faaliyet gösteren aktif hayvan kuruluşları ile karşılaştırılmasının alan yazına önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir. (Kocaömer, 2022, s. 45)

Kaynakça

Öke, Y. Ç. (2018). ALTERNATİF BİR MEDYA OLARAK SOSYAL MEDYANIN YENİ TOPLUMSAL HAREKETLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ. 57-59.

Özen, H. (2015). MEYDAN HAREKETLERİ ‘ESKİ’ VE ‘YENİ’ TOPLUMSAL HAREKETLER. 14-15. Aksulu, M. (2013). YENİ TOPLUMSAL HAREKET: TÜRKİYE’DE HAYVAN HAKLARI

SAVUNUCULUĞU VE SOSYAL MEDYA. 25.
Aksulu, M. (2013). YENİ TOPLUMSAL HAREKETLER: TÜRKİYE’DE HAYVAN HAKLARI

SAVUNUCULUĞU VE SOSYAL MEDYA. 1-2.
Celalettin Yanık, M. Ö. (2014). TOPLUMSAL HAREKETLERİN DÖNÜŞÜMÜ ÜZERİNE BİR

DEĞERLENDİRME. 49-52, 52-56.
Kocaömer, A. (2022). DİJİTAL AKTİVİZM OLGUSUNA HAYVAN HAKLARI BAĞLAMINDA BİR

BAKIŞ:HAYTAP ÖRNEĞİNDE BİR İNCELEME. 35-36,45.


nilufer.bel.tr. (tarih yok). Nilüfer Belediyesi: https://www.nilufer.bel.tr/i/pdf/16.pdf adresinden alındı


Oggusto. (20211, 8 30). HAYVANLARI KORUMAK İÇİN ÇALIŞAN KURUMLAR. https://www.oggusto.com/pets/hayvanlari-korumak-icin-calisan-kurumlar adresinden alındı


Toplumsal Hareket. (2022, 10 11). vikipedi: https://tr.wikipedia.org/wiki/Toplumsal_hareket adresinden alındı


Web Teknolojileri. (2019). bilgibilimi.net: https://bilgibilimi.net/web-1-0-web-2-0-web-3-0-nedir/ adresinden alındı

Bu makale Tuğba Nur Pehlivan ve İlayda Serbest tarafından yazılmıştır.